Bu adamın sevgilisi vardır muhtemelen... |
Sinemaya vardığımızda aklımızda tek bir film vardı ''Dabbe''. O zamanlar Dabbe çok modaydı ve Şükrü de bunu bir yerlerden duymuştu işte. Ben de ona '' İyi abi gidelim o zaman yani, sen istiyosan gidelim ben gitmeyelim demem, zaten böyle filmlerden kim korkarki lan hehe'' demiştim. Ancak bu sözler de korkudan öldüğüm gerçeğini değiştirmiyordu. Altıma sıçıyorumdum resmen korkudan. Sinema salonuna her yaklaştığımızda içimdeki korku büyüyor, sanki salonun içinde Dabbe kanlı canlı beni bek geçiştiriyordum. Köşedeki büfeden aldığımız dal sigaralarımızı kökledikten sonra sinemaya varmıştık sonuliyordu. Şükrü'nün yol boyunca '' diğerleri zaten şerefsiz, ulan bunu daha sonrada yapalım, ulan kızda ne kafa siker haa, hehe'' gibi kadrolu kankalık girişimlerini yarım yamalak duyuyor, kısa ve keskin bir kafa hareketiylenda. Kesilmeye götürülen koyun gibi izliyordum. Etrafa sevgililer saçılmıştı burada da...
Çiftli ve arası boş koltuk diyarından kendi koltuklarımıza geçerken, çiftlerden gelen negatif elektriğin etkisiyle bayılacak gibi oldum. Sonuçta haklılardı biz iki erkektik ve az sonra sinemadaki tüm kızlara saldıracaktık... Neyse yerimize oturduk. Benim yanımdaki çift, erkek benim tarafıma gelecek şekilde yer değiştirdi. Arkadaşlarıyla sesli sesli gülen grupta son gülüşmelerini bitirmişti. Ve film başlıyordu artık...
''Yahu ne kadar kötü film, izlemeye değmez, sıkıldım lan çıkalım 2. yarıya girmeyelim.'' tekliflerimi sağ olsun şükrü kabul etti. Korkuyordum, çok korkuyordum. Neden korkuyordum onuda bilmiyorum, film boyunca gözlerimi sadece elimdeki telefona sabitlemiş, filmi umursamıyorum tavırlarıyla yalandan mesaj atmıştım. Ulan mesaj atacak kimim vardı, anneme mi atacaktım? Benim telefonumda Sibel, Tuğçe, Ece yoktu ki...
Eve doğru yürürken ''neyse en azından Şükrüye iyi bahane buldum, rezil edemez beni'' diye geçirdim içimden. Apartmanın girişindeki merdivenlere oturdum, telefonu elime aldım. Annem komşularda olduğunu, gelemeyeceğini söyledi. Sanırım annem ''bu gün anahtarı yanıma almamışım'' numaramı yememişti. Yarım saat civarı oturdum. Çiftler geçiyordu sokaktan, uzun uzun onlara baktım, orospu çocukları...
Çiftli ve arası boş koltuk diyarından kendi koltuklarımıza geçerken, çiftlerden gelen negatif elektriğin etkisiyle bayılacak gibi oldum. Sonuçta haklılardı biz iki erkektik ve az sonra sinemadaki tüm kızlara saldıracaktık... Neyse yerimize oturduk. Benim yanımdaki çift, erkek benim tarafıma gelecek şekilde yer değiştirdi. Arkadaşlarıyla sesli sesli gülen grupta son gülüşmelerini bitirmişti. Ve film başlıyordu artık...
''Yahu ne kadar kötü film, izlemeye değmez, sıkıldım lan çıkalım 2. yarıya girmeyelim.'' tekliflerimi sağ olsun şükrü kabul etti. Korkuyordum, çok korkuyordum. Neden korkuyordum onuda bilmiyorum, film boyunca gözlerimi sadece elimdeki telefona sabitlemiş, filmi umursamıyorum tavırlarıyla yalandan mesaj atmıştım. Ulan mesaj atacak kimim vardı, anneme mi atacaktım? Benim telefonumda Sibel, Tuğçe, Ece yoktu ki...
Eve doğru yürürken ''neyse en azından Şükrüye iyi bahane buldum, rezil edemez beni'' diye geçirdim içimden. Apartmanın girişindeki merdivenlere oturdum, telefonu elime aldım. Annem komşularda olduğunu, gelemeyeceğini söyledi. Sanırım annem ''bu gün anahtarı yanıma almamışım'' numaramı yememişti. Yarım saat civarı oturdum. Çiftler geçiyordu sokaktan, uzun uzun onlara baktım, orospu çocukları...
0 yorum:
Yorum Gönder