Tümüyle Sıradan...

5 Aralık 2012 Çarşamba

              Ben, arkadaşları hüzünlü şarkılarda eski aşklarını veya o andaki sevgililerini düşünüp hüzünlenirken, onların hüzünlerine ortak olmak için boşluğu düşünüp hüzünlenen adamım. Bazen tuttuğum takımın futbolcularını düşünüp hüzünlenmiş gibi yaptığım da olur.

              İşte size kendimi bu şekilde tanıtmak istedim, bir insanı en iyi şekliyle kendini tanıttığı sözlerden değil de yaptığı işlerden tanırsınız ya, işte bende buyum. Çarpım tablosunu hala olsun öğrenemeyen, alfabeden bir harf in kaçıncı sırada olduğunu öğrenirken yada alfabeyi sıralarken ilkokulda öğretilen aptal İngilizce şarkıyı baştan sona söyleyerek bulan kişi de benim. Hatta öyleki senelerdir oturduğumuz mahalledeki evi bir sokak aşağıya taşıdığımızda annemi aramak vasıtasıyla yolu bulanda. Evet bunların hepsi de benim, eh ama keşke bunlarla sınırlı olabilseydim. Eğer öyle olabilseydim o zaman sadece mahallenin çocuklarınca tartaklanır, ortamlarına alınmazdım. Belki boş kalırda bir şeylere yönelirdim, en azından bir yeteneğim, bir hobim olurdu lan !!

            Ah dostlar ağlamaklıyım şu anda, bu satırları yazarken gözümden yaşlar bir bir süzülüyor desem de inanmayın sakın çünkü bir o kadar da gamsız bir adamım, bu konuya daha sonra ayrıntılı olarak döneriz. Ne diyorduk? Şu ''keşke sadece ezik çocuk olarak kalsaydım'' konusu evet ama yapamadım. Oynadığım bilgisayar oyunlarından mıdır? Gece yarıları izlediğim korku filmlerinden midir? bilinmez, artık nasıl gaza geldiysem kendime bir liderlik vasfı yüklemiştim.  Hay o mahalle serserilerinden biri gelip azıma sıçsaydı da yükleyemeseydim. Şimdiki olduğum halden kat ve kat daha üstün bir halde olacak (0x0= 0) annem benimle gurur duyacaktı belkide. Ama zaten olay da burda başlıyor ya, ben hiç gurur duyulan adam olmadım...

0 yorum:

Yorum Gönder

Blogger tarafından desteklenmektedir.

Search This Blog